Aç Değil Açıktayım

Bir çiftçinin hazin ve ibretlik öyküsünü anlatır ünlü bir yazar bir eserinde;

Çiftçi zengin olmanın hayaliyle yaşarken, uzak diyarlarda bir reisin toprak dağıttığını duyunca oranın yolunu tutar. Varır reisin yanına. Güneşin doğuşundan batışına kadar ulaştığın tüm yerler senin olacak, tek bir şartım var güneş battığında başladığın yerde olmalısın. Yoksa tüm hakkını kaybedersin.’ der reis. 

Çiftçi çok sevinir, güneşle beraber yola koyulur. Bağ, bahçe, çiftlik, tarla derken geri dönme vakti yaklaşır. O sırada sulak bir araziyi görür, dönmeden O da benim olmalı!” der ve koşar. Şu bağ, bu bahçe derken vakit epey geçmiştir 

Geri dönmeye koyulur koşar, daha hızlı koşar ama bir yerde takati kesilir. Yorgunca yürümeye devam ederken burnundan kanlar gelmeye başlar. Başlangıç noktasına yaklaşmışken yere düşer ve bir daha kalkamaz. Uzaktan olanları izleyen reis, bu olaya defalarca şahit olmuştur. Adamlarına mezar kazdırır, çiftçiyi gömerler. Reis mezarın başına geçer ve şöyle der; “İnsana işte bu kadar toprak yeter.” 

İhtiyaç

İhtiyaç mı istek mi?

Ne kadar uzak ve ne kadar tanıdık bir öykü aslında. Hepimizin yani tüm insanların ardı arkası kesilmez arzularımız var. Bu isteklerimiz bir türlü bitmek bilmiyor. Ev, araba, yat, kat... İsteklerimiz o kadar çok ki, ihtiyaçlarımızın ne olduğunu ayırt edemez olduk.  İmkanlarımızla birlikte doyumsuzluğumuz da arttı. Eskiler üç kat kıyafet ile yetinirken bizlere otuz takım yetmez oldu. İnsanlar eskiden on kişi, iki odaya sığabilirken şimdilerde bizler iki kişi beş odaya sığamaz olduk. Bir türlü doyamıyoruz ve doyumsuzluğumuzdan ötürü de birbirimize düşman oluyoruz. Arabamızın olması artık bize yetmiyor.  Komşunun daha üst model arabasında gözümüz kalıyor. İçimizdeki duygu hem bize hem çevremizdekilere zarar veriyor. 

Ne öyküler anlatıldı bize oysa daha öncesinde ama biz hiç düşünmedik.

Halime payına razı olduğu için en büyük nimete kavuşmadı mı? 

Kabil payına razı olmadığı için kardeşini öldürmedi mi? 

Peygamber bile payına razı olmadığı için cennetten kovulmadı mı?  

İhtiyaç

Şükredebilmek...

Bugün bizler belki aç değiliz ama çok açıktayız. Çünkü o kadar doyumsuzuz ki. Her an artan isteklerimizle öylesine huzursuz ve öylesine kandırılmaya müsaitiz ki. Eksiklerimize bakmaktan bize verilenlerin farkına varamıyoruz. Sahip olduklarımızın bize neden verildiğini merak etmiyoruz. Sanki zaten hakkımızmış gibi, olmak zorundaymış gibi davranıyoruz. Gözümüzün, kulağımızın, kalbimizin, ellerimizin olması gerektiğine inanıyoruz ve en ufak bir aksaklıkta şikayete başlıyoruz. Hepsini kendimiz kazanmışız, kendimiz hak etmişiz gibi düşünüyoruz. 

Oysa hangimiz bir göze sahip olmak için ne yapmış olabiliriz? 

Burnumuzun görevini yapması için nasıl bir bedel ödemiş olabiliriz mesela? 

Ya da her gün bizi taşıyan ayaklarımız için ne kadar ödemiş olabiliriz? 

Kalbimizin duraksız çalışması için ne yapıyor olabiliriz? 

Hepimize hayal bile edemeyeceğimiz, bize verilmemiş olsa aklımıza gelip de isteyemeyeceğimiz nice imkanlar verilmiş. Bizse hala sahip olamadıklarımız için üzülüyor, onlara kavuşabilmek için elimizde olanlardan vazgeçebiliyoruz. Oysa dünya savaşını bitirmenin yolu bile payına razı olmaktan geçiyor. O yüzden en büyük kitaptaki ilk sözler hamd ile, doyum ile, tatmin ile başlıyor.

O zaman gelin biz toprak gözümüzü doyurmadan, bilincimizde doyuma ulaşalım…

&

" Milyarlarca insan içinde, 

'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "

 Yahya Hamurcu

Kim Kimdir?

İlişkide Ustalık

Başarı Psikolojisi


Yorumlar

  1. Bir insan hamdin payına razı olmanın isteklerini azaltmasının nedenlerini görebileceği bir dönemde. Gözümüzün önünde koca bir savaş var insanlar perişan hayal bile edemeyeceğimiz durumda. Bu makaleyle o görüntüleri birleştrdiginde ne kadar gerçekçi bir yazı olmuş diyorum. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Yüzlerce sahip olduğumuz nimetlere rağmen yokluk çektiğimizi düşünüyoruz. Sonu olmayan kısır bir döngüde aç hissetmek, şükürsüz olmamıza sebep oluyor. Elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  3. İstekler arttıkça doyumsuzlukta artıyo. İhtiyacımız olmayanları bile ihtiyacımız var diye kendimizi kandırıp duruyoruz. Payımıza düşene razı olsaydık daha mutlu daha kaliteli bir hayat yaşardık. Ama öyle değil olsun daha çok olsun derdindeyiz. Ama onların fayda vermediği bir gün de var. Yüreğinize sağlık ellerinize sağlık💐

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel bir konu

    YanıtlaSil
  5. İhtiyaç ve istek ayrımını yapabilsek her şey kolaylaşacak ama çoğu zaman isteklerimizin ihtiyaç olduğunu zannedip kaybediyoruz.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar