Hareketi Başlatalım

Gökyüzü yavaştan aydınlanmaya başlıyordu. Gece gündüze bırakıyordu yerini, bir hareket vardı. Vaktini dolduran gidiyor sırası gelene bırakıyordu sahneyi, durağanlık yoktu. Güneş doğarken bir kızıllık yavaşça usul usul gösteriyordu kendini. Hiçbir şey birdenbire olmuyordu, bir sırası vardı. Bir kıvamı, bir uyumu vardı. Güneş sakin telaşsız doğuyor, yine aynı şekilde batıyordu. Her şey bir yere doğru akıp gidiyordu.

Tuğba o sabah güne uyandığında bu düşünceler kafasında dolanıyordu. Her şey hareket halinde ve telaşsızdı. Tuğba, bazen sadece doğayı keyif alarak izler ve düşünürdü. Bazen hayaller kurar, o hayaline ulaştığında yine bir şeylerin eksik olduğunu hissederdi.  Peki şimdi ne olacak? Bu değil aradığım, bu da değil. Mutlu olmanın formülü var mıydı? Hayaline ulaşmak sanıyordu ama ulaştıktan sonra mutluluğu kısa sürüyordu.

Peki insan nasıl daha mutlu ve daha başarılı olabilirdi? Hayattaki gerçek amacına nasıl ulaşabilirdi?

Çok sevdiği bir arkadaşıyla konuşmuştu geçenlerde. Babası ona araba aldığında çok mutlu olduğundan bahsediyordu. ”Belki de arabam olursa mutlu olurum. Ben de babamdan isteyeyim.” diye düşündü. Yatağından fırladı kalktı, babasına bu konuyu açacaktı. 

Tuğba’nın annesi o sabah güzel bir kahvaltı sofrası hazırlamıştı yine. Tuğba ise ancak yüzünü yıkayabilmiş, hazır olan sofraya kurulmuştu. Oturduklarında konuyu ufaktan girmeye başladı. Arabası olursa daha mutlu olurum düşüncesi iyice onu sarmıştı.

“Baba, neden bana arabayı vermiyorsun? Ben de gezmek istiyorum. Bak, arkadaşımın babası ona araba hediye etmiş.” dedi.

Babası ise Tuğba’nın sürekli dışardan beklentide olmasının onu geliştirmediğini fark etmişti. 27 yaşına gelmişti kızı ve artık harekete geçmesi gerekiyordu.  Her istediğini vermişlerdi bu zamana kadar. Ama bu onu daha da hareketsiz kılmıştı.

Eşiyle de bu konuda hemfikirlerdi. Her istediğini vermemenin onun için daha faydalı olacağını aralarında konuşmuşlardı.  Ona biraz eksiklik hissettirmek gerektiğini anlamışlardı.

Annesi, ”Kızım şimdi kahvaltımızı yapalım bu konuyu daha sonra konuşalım, bak tadımız kaçırmayalım.” diye söylese de kızı onu duymuyordu. Ortam biraz gerilmeye başlamıştı. Babası, “Eğer araba istiyorsan çalışırsın ve alırsın benim araba alma imkânım yok.  Elimdekini de sana veremem.” dedi.  Tuğba babasının her lafına bir cevap veriyordu. Annesi arada kalmıştı, ikisini de sakinleştirmeye çalışıyordu.

Sonunda Tuğba masadan bir hışım kalkıp tekrar odasına gitti ve düşünmeye başladı. Aslında anlamıştı ki, bedel ödemeden bir şeylere sahip olamayacaktı. Geriye tek bir seçenek kalıyordu… “İstediğim şeylere sahip olabilmem için harekete geçmeliyim.” diye karar verdi.

Sonraki günlerde annesinin yaptığı yürüyüşlere eşlik etmeye başladı. Bu şekilde bir hareketi başlatmıştı kendince. Daha sonra bir iş buldu ve kendini geliştirmeye odaklandı. Aslında oldukça yetenekli bir kızdı. Sadece harekete geçemiyor olması onu marifetsiz kılıyordu. 

Küçük çaplı krizlere, gerçek tepkiler verildiğinde işe yarıyordu. Yoğun çalışıyor olsa da işini seviyordu. Gayret etti, çalıştı ve birkaç yıl sonra kendi arabasını alabildi.

İlk zamanlar hayatından memnundu. Bir süre sonra yine o boşluk hissini duymaya başladı. Neden böyle oluyordu? İstediği çoğu şeye ulaşabilmişti, ama mutluluğu hep kısa sürüyordu?  “Hep böyle mi devam edecek?” diye anlatırdı en yakın arkadaşı Betül’e. Çocukluk arkadaşıydı Betül, bağlarını koparmamışlar, arada bir araya gelip, dertleşirlerdi.

Betül bir seminere başlamıştı ve Tuğba’ya da tavsiye ediyordu. “Hadi birlikte gidelim farklı bir şeyler katmış oluruz hayatımıza.” diyordu. Tuğba da arkadaşı ile birlikte yeni bir şeyler yapmak adına “Tamam." dedi. Tuğba’nın da seminere başlamışıyla oldukça keyifli bir süreç geçiriyorlardı.

Daha ilk günden itibaren kafasındaki soruların cevaplarını bulmaya başlamıştı. “İnsan nasıl mutlu ve başarılı olabilir?” … Aslında Betül için katılmıştı ama şimdi kendisi için devam etmeye karar vermişti…

 



&

" Milyarlarca insan içinde, 

'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "

 Yahya Hamurcu

Kim Kimdir?

İlişkide Ustalık

Başarı Psikolojisi 


Yorumlar

  1. Hani denir ya " harekette bereket vardır" ve her yeni harekette dönüşüm başlıyor...

    YanıtlaSil
  2. Kendi kabuğunu kırmak için hareketi senin başlatman gerekir…

    YanıtlaSil
  3. İnsanin hareketini faydaya doğru baslatabilmesi ne kadar önemli, teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  4. Emeğinize sağlık.Herkes bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister. Tuğba için güzel bir adım olmuş.

    YanıtlaSil
  5. O hedef koyma, ona ulaşmay çabalama ve ulaştıkça serap gibi yok olması yok mu? Aynısını yaşadım.Aradım, sordum, eğitimlerde araştırdım. İnsan kendini bu arayışta yapayalnız sanıyor ama anladım ki değilmişiz. Minnettarım, sorularına cevap bulabilmek ne büyük konformuş…

    YanıtlaSil
  6. Hareketin öenmini ankatan çok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  7. Mutlu olmanın formülü var mıydı? Evvet vardı … :) Şükürler olsun duyurana 🩵

    YanıtlaSil
  8. Ta ki gerçeğe ulaşana kadar insanın o boşluğu dolmuyor ve onu herhangi bir eksiklik zannederek ona ulaşmaya çalışıyor ulaştıktan sonra yine aynı yere varıyor ve kısır bir döngüde dönüp duruyor. Ne güzel bir yazı teşekkürler.

    YanıtlaSil
  9. Dışarıdan beklentide olmak insan geliştirmez... Doğru hareketi başlattığımızda her şey nasılda güzelleşiyor görmek çok kıymetli. Teşekkürler emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Harekete geçip hedeflerimize ulaşmaya götüren çok güzel bir yazı ellwrinize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Benzer öyküler yaşanır, mesele doğru tepkiler verebilmekte... ne güzel anlatılmış, örnek alınası deneyimler... emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar