İlk Çocuk Bayramı; İlk Sahne Heyecanları
Bugün özel bir gün… Merakla beklenen günlerden 23 Nisan…
Kimileri için tatili hafta sonuyla birleştirebilme imkanı sunması onun cazibesi…
Kimileri için bir yaşın daha geride kaldığının simgesi…
Ebeveynler ve öğretmenler için Çocuk Bayramı, miniklerin hazırlanacağı sahne sanatlarının göstergesi…
Ortak noktası: Neşe vermesi, o günde güzel anılar biriktirilmesi, güzellikler çağrıştırması… Baharla doğada güzelliklerin coşması gibi insanın içinde bir coşku belirmesi…
Bahar tabiata bayram; 23 Nisan çocuklara…
Baharın gelişi dalların çiçeklerinden, 23 Nisan’ın gelişi de okulların camlarından belli eder kendini…
Her sınıfın camı başka bir tasarım, başka bir renk cümbüşü…
O tasarımlar çok estetik değildir ama çok samimi gelir. İnsan içine ılık ılık bir şeyler aktığını hisseder, yüzünde bir tebessüm belirir.
Acemi ellerden çıktığı belli, bir o kadar sevimlidir her biri.
Güzelliği simetride arayan yetişkinler dünyasına bir darbedir o özgünlük…
Mutluluğu arayanlara bir sır fısıldarmış gibi… Belki de çok şekilli olanda değildir aradığın o tatmin dermişçesine…
Camlara asılı o küçük kağıtlar zamanda yolculuk yaptırır insana… Onu çocukluğuna götürür.
İlk gösteriler akla gelir…
Bir yandan göz alan ışıklar arasında, kalabalığın içinde anne babasını bulma çabası… O esnada figürlerin yarısını kaçırmak… Öğretmenine bakıp onun gülümsemesinden cesaret almak, güç toplamak… Arkadaşlarının danslarından ilk kopya çekişler…
Ve nihayetinde hayatında ilk defa kocaman bir alkışla ikramlanmak… Nasıl bir tatmindir. Belki de sahne sanatları aşkı bazılarının kalbine ilk o zamanlar düşmüştür.
23 Nisan özeldir. Bir çocuğun tanımadığı onca kalabalık önünde ilk sahne deneyimlerindendir. Bu nedenle unutulmaz.
Peki, insan sadece bir konferans salonunda veya bir kalabalığın karşısında, bir kürsüde kendini sahnede sanır da başka yerler de ona bir sahne değil midir?
Hayat, insan hedeflerine doğru çabalarken ortaya koyduğu performansın değerlendirildiği bir gösteri gibidir.
İşler istediği gibi gittiğinde iyi hisseder. Bazen yanılgıları olur, beklediği tepkiyi göremez, kötü hisseder. Kimi zaman koltukları kabarır, böbürlenir yaptıkları beğenildiğinde; kimi zaman da kabahati seyircide bulur, sahnesine küser. Bir çocuğun neşesi gibi başardığını hissettiği, gözlerinin parladığı anlar da olur. Bazen sahneden korkar, ümidini yitirir, performanstan soğur. Başarılarında hikmeti kendinden bilip şımarabilir veya başarısızlıklarda sebebi şansızlığa bağlayıp kader mahkumu gibi kendi potansiyelinden vazgeçebilir.
İnsan alkışların ya da tepkilerin şahsi özelliklerine değil, davranışlarına bir geri bildirim olduğunun farkına vardığında hayata olan bakış açısı da değişmeye başlar. Mutluluğu çocukluğunda arayan değil, her yaşta mutlu olan, başarılı hisseden bir yetişkine dönüşme potansiyelini de böylelikle keşfetmiş olur. Başarısını belli bir döneme indirgemez, istikrarı sağlar. Tatil gününe geri sayımla geçen çaresiz bekleyişler yerini ümide ve şevke bırakır.
Geriye sadece doğru stratejileri bulmak ve uygulamak kalmıştır.
Peki geri bildirimler nasıl yorumlanır? İşaretler nasıl okunur? Bir insan hayat sahnesinde nasıl daha etkili olur; alkış alır? Anlık değil toplamda kazandıracak olan kararları nasıl verir? Hayatında kıvamı nasıl tutturur?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi insanın mutlu ve başarılı olmasının yolunu açan, bu stratejileri veren bir eğitim programıdır.
&
" Milyarlarca insan içinde,
'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "
Sahnemizdeki tepkilerimizi davranışlarımızı güzelleştirmeye çalışan o halde:) Sahne her an devam eder şekilde
YanıtlaSililk sahne deneyimim 2007 yılında anaokulundayken olmuştu folklör gösterisi yapmıştık ama çok kalabalıktı fazla fotoğrafım yoktu daha çok aklımda kalan aynı yıl sene sonu gösterisiydi. Pinokyo olmuştum ve tesadüf şu ki aynı yıl dayım bana İtalya'dan pinokyo kuklası hediye etmişti.:)
YanıtlaSilNe tatlı anılar:))
SilEllerine yüreğine sağlık yazanların...
YanıtlaSilHayat bir sahne ve biz de başroldeyiz, en iyi performansı sergilemek, hep daha iyisi için çabalamak güzel olmaz mı 😉
YanıtlaSilBen okuduğum şiiri unutmuştum :))
YanıtlaSilDün gibi hatırlıyorum; Heyecanlanmıştım...
Hayatta da heyecanlanınca hatalar yapıyoruz aslında onu da sahne gibi düşünürsek... Yaptıklarımız bazen utandırıyor bazen pişman oluyoruz. Bazı stratejileri bilince insan tepki verirken daha isabetli kararlar veriyor.
Bana kattıklarından memnun kaldım, henüz katılmayanlar kurumun seminer programlarını araştırabilir. Güzel stratejiler veriyorlar.
Ben kıyafet alamadığımız için katılamamıştım. Çok üzülmüştüm.
YanıtlaSilNe çok heyecanlıydık. Nasıl da eğlenmiştik.
YanıtlaSilDuygulandım geriye dönüp baktığımda, Camlara asılı o küçük kağıtlar zamanda yolculuk yaptırır insana… Onu çocukluğuna AHMET
YanıtlaSil"Başarılarında hikmeti kendinden bilip şımarabilir veya başarısızlıklarda sebebi şansızlığa bağlayıp kader mahkumu gibi kendi potansiyelinden vazgeçebilir."
YanıtlaSilİnsan emek vermek istemez, kaderi suçlar. Hep suçlu başkalarını bulamazsa kader suçlu...
23 Nisan Atamızın çocuklara armağanıdır. Ben 23 Nisan gösterilerinde, stadyumda tüm okulların birleşip heyecan içerisinde yaptığımız o gösteriyi hala unutamıyorum ve hala heyecanlanıyorum.
YanıtlaSil23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun🥳👏🏻
YanıtlaSilHer çocuğun 23 Nisan'da görev alıp başarınin tadını ömrü boyunca alabilmesi dileğiyle o zaman ..
YanıtlaSil23 Nisan bizim ülkemizde (Türkeye’de) olan tek çocuk bayramıdır. Atamızdan bize yani çocuklara armağandır. Bu bayramda çocuklar mutlu olmalıdır (sevinin çocuklar övünün büyükler)
YanıtlaSilBir gün 23 Nisan'da şiir okumamı istemişti öğretmenim. Fakat yağmur yağdığı için tören iptal edilmişti. Sahnede olmak zor. İnsanın kendi sahnesinin başrolünde olması ise daha zor. Hayat sahnemizde gerçeğe dayalı sunumlar yapabilmek dileğiyle, bu güzel yazı için teşekkür ederim.
YanıtlaSilÜzeride düşünülmesi gereken ne güzel sorular...
YanıtlaSilNe güzel anılar... Ve onlardan alınacak ne güzl dersler... Teşekkürler
YanıtlaSil