BASİTİ KÜÇÜMSEMEK
Güneşli bir kış günüydü. Evin içi oldukça sıcaktı ama belli ki dışarıda kış ayazı vardı. Evin balkonundan İstanbul’un deli trafiğini seyrederken düşüncelere daldı. Herkesin kendine göre farklı farklı sınavları vardı bu hayatta. Kiminin sağlık, kiminin ilişkiler, kiminin çocuk sahibi olamamak, kiminin olan çocuğu ile iyi ilişki kuramamak, kimisinin ki hayatındaki her şeyi mükemmel yapmaya çalışmaktı. İnsanın mükemmeliyetçi olması ne kadar zordu. Kişiyi hem bedenen hem de zihnen çok zorlayan bir süreçti. Yaptığı her şeyi kusursuz yapmayı istemek… Hâlbuki insan hata yapabilen bir canlıydı. Nilgün’ün kendisinde gördüğü ve bir türlü düzeltemediği bir yanıydı mükemmeliyetçi olmak. Her şeyi kendi kontrolüne almaya çalışıyordu. Kendi kontrolünden çıkınca da kimseye tahammül edemiyordu. Ne kadar da yaradılışımızın zıttına yaşamaya çalışıyoruz diye düşündü. Sanki akıntıya karşı kürek çektiğinde, insan kendini çok güçlü hissediyordu. Suyu kontrol edebileceğini düşünüyordu. Ancak yine de akıntıya kapılanın kendisi olduğunu fark edemeyebiliyordu tüm hayatı boyunca.
Küçümsüyoruz…
Basit bir şey yapmayı küçümsüyoruz diye içinden geçirdi. Sonra kendine gelen mesajı düşündü.
"Çoğunu yapamadığınız şeyin, azını terk etmeyin" diye başlayan bir mesaj.
Kendi hayatında nerelerde neyi yapamıyorum diye düşündü…
Gerçekten istediğim gibi eşimle baş başa kalamıyorum diye kısa kahve molalarını da ihmal ediyordum.
Saatlerce kitap okuyamıyorum vaktim yok diyerek iki satır okumayı küçümsüyordum.
Mutfakta bütün bir tezgâhı tek seferde kaldırmam lazım diye düşünüp gelip gidip iki bardak yıkamaya kibir ediyordum.
Ya sevdiklerimle uzun uzun muhabbet etmeliyim ya da hiç konuşmayayım deyip ayaküstü sohbetlerden kaçınıyordum.
Ne kadar da yapmaktan kaçtığım şey vardı…
Ve sırf bu yüzden ertelediğim de çok şey oluyordu…
Bir nevi kendi topuğuma sıkıyordum, sonrasında da kendimi yetersiz hissediyordum…
Halbuki;
- 2 dakika kitap okumak,
- 5 dakika sohbet etmek,
- 10 dakika yazı yazmak,
- 15 dakika eşinle vakit geçirmek,
İnsana ne kadar da iyi gelen şeylerdi… Hayatın içinde olduğunun hissettiren, aynı zamanda daha büyüğünü de yapabilir hale getiren şeyler…
Aslında insan büyükten başlamaya çalışınca yapamıyordu…
Küçük olan, her zaman daha büyüğe götüren en büyük adımdı…
Bir şeyleri başarmak istiyorsam, küçüğü hafife almamayı öğrenmem gerekiyordu sadece…
Gerçekten basiti ne kadar küçümsüyordu İnsanoğlu.
- Ya hep!
- Ya hiç!
Hâlbuki hayatımızda büyük dönüşümler başlatan hareketler, basitten başlamıyor muydu?
Ne diyorlardı; Karıncalar filleri yener☺
Küçük deyip geçmemek gerek,
Bir insanın mutlu olmasının yolu da, başarılı olmasının yolu da, toparlanmasının yolu da buradan geçiyordu…
Küçük su damlalarından oluşan koca denizler gibi…
Baktığında sonunda içine huzur veren bir görüntü mutlaka çıkıyordu…
&
" Milyarlarca insan içinde,
'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "
İnsan basiti küçümseyerek en olmazı istiyor. Ona gücü yetmeyince de hepten vazgeçebiliyor. Oysa küçük hamleler ne kadar kıymetli. Her büyük küçükten olmuyor mu nihayetinde...
YanıtlaSilGüzel bir farkındalık ve hatırlatma oldu. Ben de bunu çok yapıyorum hatta şu anda da yaptığımı fark ettim :) Hemen kalkıyorum!
YanıtlaSilÇoğunu yapamadığınız şeyin, azını terk etmeyin. Aldım cebime teşekkürler. :)
YanıtlaSilElinize sağlık.Küçük şeylerin aslında hiçte küçük olmadığını hatırlattınız.
YanıtlaSilİnsan küçük olanı önemsese belki o kadar çok vazgeçişler yaşamayacak… ve her vazgeçiş kendi yolunda önüne bir ket… emeğinize sağlık.
YanıtlaSilOkuma yazma öğrenirken bile tek hece ve çizgi ile başlamadık mi hangi ara bütün den başladık da azı küçümsedik böyle 😊ellerinize sağlık... İhtiyaç gören bir yazı oldu...
YanıtlaSilKüçük su damlalarının kıymeti suyu kaybettiğimizde bilinir. Önemli olan varken bilmek değil mi?
YanıtlaSilBasiti önemsemek, çok keyifli bir şey aslında. İçinde bulunduğumuz düzen ise insanı büyük olanın peşinde koşmaya yönlendiriyor. Birikim yapabilmek ve deneyim kazanabilmek ise küçüğü önemsemekle, aza hürmet etmekle olabiliyor.
YanıtlaSilKüçük bir adım asla küçük olarak kalmıyor sen kendini şımartmadıkça..Nasılsa yaptım demedikçe
YanıtlaSilHani başlamak bitirmenin yarısı derler ya..tüm mesele bu aslında. Küçük ama samimi bir hamle...gerisi çorap söküğü gibi gelicek...ama izin vermiyoruz ki...
YanıtlaSilAh bu herşeyi kontrol etme isteğimiz..Ah yorum yapma alışkanlıklarımınız...Nasıl olucak ki ? ler...
İyi geldi hadi heninir niyetle basiti küçümsemeden nir adım atalım
Tamda şuanda her şeyi bildiren, denk getiren RABBİ'me şükürler olsun 🌿🌸
YanıtlaSil"Çoğunu yapamadığınız şeyin, azını terk etmeyin ne güzel de oturdu her şeyi tam yapayım derken kendini tatlı tatlı hayatın akışından mahrum ettiğimiz yere. Derin yaralara dokundunuz. Kaleminize sağlık çok aydınlatıcı, insanın kendisini o yere koyabildiği bir yazı olmuş.
YanıtlaSilNe kadarda yaratılışımızın zıttına yaşamaya çalışıyoruz..
YanıtlaSilNice azlar çoğalmış görmez misin ey insan...
YanıtlaSilBasite çıkılır inilmez. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilBaside inilmez, baside çıkılır👏🌷
YanıtlaSilKüçüğü küçümseyince insan büyük sonuçlara da varamıyor. Gün içinde neleri küçümsüyoruz oysa... hatırlatıcı bir yazıydı, teşekkürlerler 🪴
YanıtlaSilNe kadar sırrı bir strateji; basiti küçümsememek. Daha fazlasını nasıl yapabilirim'in yanıtı gizli içinde. çok teşekkür ederim, kaleminize sağlık.
YanıtlaSilHer büyük küçükten başlar. Küçüğe kibir edenin büyük işler başarması mümkün değil. Her az çoğalır. Kaleminize sağlık 🌺
YanıtlaSil