SIKI CAN İYİDİR ÇABUK ÇIKMAZ!
-''Anne çok sıkılıyorum!''
Küçükken annesine sürekli sıkıldığını söyler, annesinin cevabı ise hiç değişmezdi.
-“Sıkı can iyidir çabuk çıkmaz.”
Annesinin her seferinde böyle söylemesi ve de bu konuda bir şey yapmaması onu çok rahatsız ederdi. Annesi bir şeyler yapmalı, aktivite bulmalı ve onu eğlendirmeli değil miydi? Ama annesi de görmüş geçirmiş çocuk yetiştirmede doğru stratejilere sahip biri olmalıydı ki, bunu yetişkin olduğunda anlamıştı. Esra’ya yüz vermez; onun can sıkıntısını alacak görevler verirdi. Bu nedenle O da “anneme selam versem, borçlu çıkıyorum” deneyimi ile kendi kendine çözüm bulmaya çalışırdı.
Ondan bir fayda göremeyeceği aşikâr olunca, ona yönelttiği beklentisini kendine çevirirdi ve “ne yapabilirim?” diye düşünürdü.
Kitap okurdu, resim çizerdi, televizyon izlerdi. Dışarıyı seyrederdi. Mutfakta yeni tarifiler denerdi. Ama ne yapsa can sıkıntısını gideremezdi. O eylem sırasında can sıkıntısını unutur ama yaptığı eylem bitince hop yeniden sıkılırdı. O nedenle bir işi bitirmeden, bir sonraki yapması gereken şeyle ilgili kurgulama yapmaya başlardı bile!
Yetişkin olduğunda bu can sıkıntısını, hayatı dolu dolu yaşamak ve hiçbir anını kaçırmamak isteğine bağlamıştı. Hep bir şeyler yapmalı, bir şeylerle meşgul olmalıydı. Bir yerde duymuştu, böyle insanlar için “yaşam oburu” ifadesini kullanmışlardı. Evet, Esra tam bir yaşam oburu idi…
Ve bu yaşam oburu, can sıkıntısından, bir canavardan korktuğundan daha çok korkardı. Bu sebeple bazen başına işler açar, onun üstüne vazife olmayan işleri yapar ve garip ortamlarda bulurdu kendini!
İnsanın kendi kendine yetememesi ne yorucu…İnsan korktuğu şeyden de kaçamıyor, hep dip dibe bir hayat sürüyor ki bir adım önünde ya da arkasında pek hoşlanmadığı arkadaşı “can sıkıntısı” ile buluyordu kendini.
Yetişkin bir genç kız olduğunda, küçüklüğünde neden bu kadar sıkıldığını anlamaya çalışıyordu.
Bazı insanlar bir şey yapamadıkları için, bazı insanlar da bir şey yapmadan duramadıkları için sıkılıyor olabilir miydi?
-Beni eğlendir, beni gezdir, beni sev, benimle ilgilen!
Ya da böyle bir beklenti, talep ile insanın nasıl olur da canı sıkılmazdı ki?
İnsanın canını sıkan, kendi beklenti ve talepleri olabilir miydi? Ya da üretimde olmayan yapıp ettikleri…
Bu nedenle de can sıkıntısının çözümünü kendinde araması daha doğru olmaz mıydı?
İnsan can sıkıntısını nasıl daha iyi yönetebilir hale gelir? Beklentisini nasıl doğru yere koyar?
İnsanın hayattan beklentilerini düşürmesi ve kendini geliştirecek üretimler ile meşgul olması can sıkıntısını yönetmesine yardımcı olur.
&
" Milyarlarca insan içinde,
'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "
Küçükken aynısını yaşardım bunun!
YanıtlaSilKimsenin umrunda olmuyor diye de sinir olurdum aynı şekilde… Şimdi sıkılacak vaktim olmuyor 😅
Yaşam oburu bu durumu anlatan ne güzel bir sıfat, artık çocuklar, yetişkinler hepimizin en büyük problemi can sıkıntısı...
YanıtlaSilCan sıkıntısında hayır var🌸 kaleminize saglık🌿
YanıtlaSilCan sıkıntısından kaçmaya çalışmak yerine onu doğru işler yapmak için kullanmak ne güzel olur :)
YanıtlaSilKaleminize sağlık, aslında pek çok problemimizin ana nedeni beklenti değil mi? dış dünyadan beklemek, başkaları benim problemlerimi çözsün beklentisi. Ancak insanı güçlü kılan kendisinden beklemek ancak böyle yapınca problem çözebilen marifetli insanlar haline dönüşebiliyoruz. Yapabilmek temennisi ile...
YanıtlaSilİnsan imkanlarının azından razı olup üretime konsantre olduğunda kendi beklentisini düşürüp bedellerine razı olduğunda can sıkıntısı olmayacaktır bir süre sonra İNŞALLAH. Kaleminize sağlık 🌺
YanıtlaSilYani çocuklarımız "beni eğlendir" dediğinde oyuncaklarını topla demeliyiz diye anladım strateji olarak. Aslında ne kadar basit ama ne kadar aklımıza gelmeyen bir şey...
YanıtlaSilİlgi çekici bir başlık ve herkesin yaşadığı bir içerik, elinize sağlık 🌺
YanıtlaSilMutluluğumuzun sırrı beklentimizi yönetebilmek...Çok güzel yazı, kaleminize sağlık.
YanıtlaSilİnsan, hayat boyu öğrenme çabasında olursa canı da sıkılmıyor. Ben, bunu kendi hayatımdan biliyorum.
YanıtlaSilBizler bir nesil böyle yaşadık. "Sıkı can iyidir çabuk çıkmaz" arkasında bir çok anlam olan bir sözle. Yeni nesil o kadar hızlı akan bir teknolojiyle can sıkıntısını gidermeye çalışınca sonrasındaki hiç bir şey ona keyif vermiyor ve hep daha hızlı daha hareketlisini arıyor. Oysa o bölgeden çıkıp ben ne yapabilirime döndüğü zaman hızı da yavaşlıyor, keyif aldığı şeyler de çoğalıyor. Emeğinize sağlık çok güzel, güncel bir probleme dokunmuşsunuz
YanıtlaSil