“Oooo Kanka, Kilo Mu Aldın Sen?”

-    Görmeyeli kilo mu aldın?

-    Ya! Ne kadar da kilo almışsın!

-  Canım, son görüşmemizden beri değişmişsin, önceden formundaydın ya; tanıyamadım bir an!

-    Yanaklara bak hele, tontiş olmuşsun!

-    Basenlerin kocaman olmuş kız…

-    Bak bak bak! Simit yapmışsın, yanlar dolmuş hep!

-    Oooo kanka kendine iyi bakmışsın, kiloları almışsın.

-    Biraz ver ama, yaşını büyük göstermiş.

-    Gıdığın da çıkmış sanki.

-    Kızma sakın ha! Biz senin iyiliğine diyoruz…

-    !?!?! :(((((

Peşi sıra benzer cümleler söyleniyordu. Aysel bu cümlelere son üç aydır maruz kalıyordu. Artık bu konuda tek bir söz daha duymak istemiyordu. Kilo aldığının o da farkındaydı ve onu bu noktaya getiren bazı sebepler vardı. Hayatında bazı problemler yaşıyordu ve çözemiyordu. Çözemedikçe de kendini yemeye içmeye veriyordu. Pizzalar, hamburgerler, çiğ köfteler, cipsler, tatlılar… Yedikçe daha da yiyesi geliyordu. Sanki iki saat önce yememiş gibi yeniden bir şeyler yeme isteği uyanıyordu içinde. Fakat yedikçe doymuyor, doymadıkça yiyordu. Kısır bir döngü tekrar ediyordu.

Oysa insan yemek yemenin miktarını artırdıkça insanın doyum becerisi de azalır. Doyabilmenin sırrı miktarı artırmak değil tam zıddı miktarı azaltmaktır.

Bu kısır döngünün Aysel’in vücuduna da bir yansıması olmuştu elbet… Arkadaş, akraba buluşmalarında “Ooo Aysel, kilo mu aldın…?” gibi sorular havada uçuşuyordu. Aysel ise bozuntuya vermemek için yüzünde zoraki bir tebessümle bu cümleleri göğüslemeye çalışıyordu. O kalabalığın içinde zihninde kendi kendine konuşup, kendiyle dertleşmeye başlıyordu.

“Sanki ben bilmiyorum kilo aldığımı. Sanki benim evimde ayna yok. Sanki benim gözüm kör. İyiliğime konuşuyormuş bir de bak sen! Sorduk mu ki! Madem benim iyiliğimi bu kadar istiyorsun, gel benimle özel olarak konuş. Bu kadar insanın içinde söylenecek söz mü bunlar?”

Cümleleri düşündükçe, zihninde tekrar ettikçe içindeki öfke daha da artıyordu.

“Var ya, onlar böyle; “Kilo mu aldın… Aman dikkat!” dedikçe kendimi daha çok yemeğe veresim geliyor. İnatlarına 20 kilo daha alasım geliyor. Hayalimde kebaplar, yaş pastalar, künefeler, sütlaçlar canlanıyor. Benim bedenim değil mi, onlara ne ki…”

“Pardon, garson bey bakar mısınız? Ben de 1,5 porsiyon İskender alayım, bol tereyağlı ve ekstra pideli…”

ooo kanka kilo mu aldin sen

Aysel’in çevresindeki insanlar doğruyu söylüyorlardı belki ama bunu söyleme zamanları ve stilleri iticiydi. Ona fayda vermek yerine, onun savunmaya geçmesine sebep oluyorlardı. Aysel kendinde bir değişim başlatamıyordu.

Bazen insanlar hiç olmadık yerde olmadık şeyleri sırf iyi niyetlerinin arkasına sığınarak yaparlar. Yakın arkadaş buluşmalarında çekinmeden “Karşımızdaki insanı üzer miyiz?” diye düşünmeden ortalık yerde eleştiri yağmuruna tutarlar. Böyle başlayan süreçte yaptıkları hiç de etkili olmaz. Çünkü insanlar niyeti değil davranışı görürler. Gerçekten iyi niyetle arkadaşının daha iyi olması istense bile, her doğru her yerde ve her stilde söylenmez; üstelik karşı taraf soru sormamışken.

Pek çok konuda soru sorulmadığı halde cevap vermeye, tavsiyelerde bulunmaya meyli var insanın. Bu iticidir. Çünkü soru yoksa, cevap da yoktur aslında...


&

" Milyarlarca insan içinde, 

'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "

 Yahya Hamurcu

Kim Kimdir?

İlişkide Ustalık

Başarı Psikolojisi 

Yorumlar

  1. Doğruyu yanlış yerde yada yanlış zamanda söylersin israf olur… dö eğitimlerinde doğruyu güzel yapmanın formülünü öğrendim, teşekkür ederim 🌸 kaleminize sağlık, okurken keyif veren bir yazı…

    YanıtlaSil
  2. Gerçek her zaman söylemeyi hak eder ama nasıl ve ne zaman söyleyeceğimizi ayarlasak güzel olmaz mı?

    YanıtlaSil
  3. "Doğruyu güzel soylemek" pek az insan bunu yapabiliyor... Böyle insanların kıymetini iyi bilmek lazım... Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Bir süre sonra o akraba ve arkadaş toplantılarına da gitmek istemiyor. Çünkü hep aynı sözler, söz yoksa bile bakışlar binlerce kelimeye denk geliyor zaten. Kilo almak bir nevi yalnızlık ve daha çok yemek yemeyi beraberinde getiriyor. Aslında en çok da o kişi istiyor fit olmayı ama bazen beceremiyor işte. Ne güzel bir konuya değinmişsiniz, soru yoksa cevap yok. Emeğinize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  5. Okurken kendimi gördüm içinde... Yazıda emeği geçenlere sevgiler...

    YanıtlaSil
  6. Bazen iyi niyetle yaptığımız davranışlar kırıcı olabiliyor. Bu yüzden davranışımızın bir sonraki adımda neye sebep olabileceğini öngörebilmeliyiz.

    YanıtlaSil
  7. Soru varsa cevap vardır... Ne kadar önemli. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  8. Bazen iyi bir niyetle bile olsa,her doğru her yerde söylenmiyormuş…teşekkürler🌸

    YanıtlaSil
  9. Karşı taraf hangi hal ve durum içinde anlamadan dinlemeden yorum yapmak ne üzücü, her iki taraf içinde!

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar