AYAK İZLERİNİ TAKİP ETMENİN KONFORU
Biraz içe dönük
bir yapısı vardı. Daha çok bireysel olmayı tercih ediyordu. İnsanlarla uzun
süre beraber olmak onu yoruyordu. Buna rağmen küçük bir arkadaş grubu edindi. Profesörlerinden
randevu alarak anlamadığı konuları danışıyordu. '’Konuyu anlayamadım, yardımcı
olabilir misiniz? Ders notlarımı yüksek tutmak istiyorum.” diyordu. Ve zaman hızla akıp geçti. Sonuçta yüksek bir
not ortalaması ile üniversiteyi bitirmeyi başardı.
Amerika’da okumak
ve yaşamak çok havalıydı. Seçkin bir üniversitenin iyi bir bölümünden mezun olduğunu
sanıyordu. Şimdi yüksek lisans programına devam ederken, aslında işlerin hiç de
öyle olmadığını fark etti.
Yeni bir eyalette
ilk senesiydi. Başka bir üniversitede yeni arkadaşlar ve yepyeni bir süreç
başlamıştı Ayça için. Uyum sürecini geçirdikten sonra derslerine odaklandı. Hem
kendi dersleri vardı hem de hocalarının derslerine giriyordu. Öğrencilerin
sınav kağıtlarını değerlendiriyor, aynı zamanda tez çalışması için araştırma
yapmaya çalışıyordu.
Bir yandan da bir
endişesi vardı. Bu kadar çok zaman kaybından sonra düzeltme yapmak için vakti
kalmayacaktı. Böylece metnin üzerinden geçip yanlışlarını bulamayacaktı. Aynı
zamanda “deneme yanılma yöntemi” ile çalışmak çok zaman alıyordu.
Yorgunluğu,
uykusuzluğu, çıkardığı üründeki kalite farkı, emek kaybı, zamanı boşuna
harcamış olması cabası idi.
Okuldaki diğer
arkadaşları üniversitede bunun yöntemlerini öğrenmişlerdi. Böylece kendilerine
verilen yirmi sayfalık ödevi kolaylıkla yapabiliyorlardı. Hatta artık kendi
stillerini oluşturmuşlardı.
Bu arada yardım
istediği arkadaşlarından birisinin bu konudaki yöntemi tutarlı görünüyordu.
Anladığı kadarıyla da uygulaması da zor olmayacaktı. İçinde bulunduğu
çaresizlikle, el yordamıyla çabalamasının ona bayağı maliyetli olduğunu fark
etti. Oysa arkadaşının gittiği yoldan yürümek işleri ne kadar da kolaylaştırmıştı.
Birisinin ona bu çalışmayı yaparken “Şunlara dikkat et, bu yöntemlere göre yap…”
demesi ile kendisinin deneyerek yapması ne kadar farklıydı.
Gidilmiş bir yoldan
gitmekle, düşe kalka, kaybolarak gitmek bir olmuyordu. Ayak izlerini takip
etmek büyük konfordu. Neyse ki bunu çok geç olmadan anlamıştı Ayça.
&
" Milyarlarca insan içinde,
'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "
Gençken ne kadar çok dedik değil mi? İlla ben yaşayacağım, kendim hata yapıp kendim doğruları bulacağım diye. Ah bir anlasaymışız deneyim transferi yapmanın konforunu.
YanıtlaSilBüyük bir konfor insan için, bir deneyimi transfer edebilmek
YanıtlaSilKaleminize sağlık akıcı bir yazı olmuş, peki arkadaşından aldığı yöntem nasıldı? :)
YanıtlaSilİnsan deneye yanıla ne çok zorlanıyor
YanıtlaSilDeneyim transferi öğrenmenin en konforlu yolu. Daha önce gitmiş olanların ayak izleri😊
YanıtlaSilbaşkalarının hayatından transfer edebilmek ne büyük konfor...
YanıtlaSilİnsan çoğu zaman deneyerek öğrenmeye çalışıyor maalesef, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilHayatta ne kadar önemli olduğunu insan anladığında, tutunacak bir dal misali… bırakası gelmiyor deneyim transferini:)
YanıtlaSilAyak izleri; ne güzel bir metafor ile süreci aktarmışsınız, kaleminize sağlık!
YanıtlaSil