Başlamak Bitirmenin Yarısıdır… Neden İlk Adımı Atamayız?

Ahmet başarılı bir doktordu, binlerce hastayı muayene etmiş ve her birinden farklı tecrübeler elde etmişti. Bu tecrübelerini bir kitaba dönüştürmek istiyordu. Vakaları sıralamış, başlıkları belirlemiş ve hastalıkları kategorize etmişti ama bir türlü zihnindekileri kâğıda dökemiyordu. Sürekli olarak “Vaktim yok…” veya “Nasıl başlayacağımı bilmiyorum?” gibi mazeretlerle zamanını harcıyordu. “Bir yandan bu kadar tecrübeli olup, nasıl olup da korkakça davranıyorum?” diye kendi kendine kızıyordu. Oysa bu projeyi tamamlarsa, birçok insana faydalı olabilecek bir deneyim aktarmış olacaktı. Bir yandan mükemmeliyetçi düşünüyor bir yandan da bu düşünce yüzünden sürekli bu fikri erteliyordu.

Bir gün bilgisayarını açtı, yazı formatı önünde hazır bekliyor ama içi boştu. Parmakları klavyenin üstünde öylece duruyor, başlamaya cesaret edemiyordu. “Saçma olur… kim okuyacak ki?” diye düşündü. Belki de en zor olan şey, ilk kelimeyi yazmaktı. Ama o an içinde bir ses “Başla!” dedi. Küçük bir kelimeyle bile olsa, başlamalıydı.

Ve yazmaya başladı. İlk cümlesi şuydu:

“Her şey bir ‘başla’ ile başlar.”

“Bitirmek isteyen biri önce başlamalı, gerisi yavaş yavaş gelir…” Sonunda kitabı yayınlanacaktı. En zor kısmı başarmış ve başlayabilmişti. Artık, insanlara, öğrencilerine büyük bir deneyim aktarabilecekti…

İnsanlar zihinlerinde pek çok plan yapar; hayaller kurar. Hayatı boyunca birçok hedef belirler: kitap yazmak, spora başlamak, kilo vermek, sağlıklı beslenmeye geçmek ya da kendi işini kurmak gibi. Ancak bu hedeflerin çoğu, ne yazık ki hiç başlamadan unutulur gider. Çoğu zaman bu hayallere ulaşamayacağını düşünür, bazen de mükemmel bir şekilde gerçekleştirme fikri insanı harekete geçmekten alıkoyar. İnsan, bazen mükemmel anı bekler, her şeyin tam olmasını ister. Oysa başarıya giden yolun en büyük engeli “başlamamak” tır.

“Başlamak bitirmenin yarısıdır” sözü işte tam da bu yüzden çok güçlüdür. Çünkü bir işe başlamak, zihinsel eşiği aşmak demektir. İlk adımı attığımızda, işler daha somut, görünür ve ulaşılabilir hale gelir. Başladığımızda, geri kalan adımlar akmaya başlar. Zihnimizdeki soyut hedefler ve hayaller için atılan küçük bir adım, somut sonuçlara ulaşmamıza yardımcı olur. Güzel bir ev yapmanın ilk adımı, temel kazmak ve ilk tuğlayı koymaktır.

Unutmayalım ki mükemmel bir başlangıç yapmamız gerekmez. Küçük, eksik veya belki de beceriksizce bir adım, zamanla bizi hedefimize ulaştırır. Bir bakmışız, zor gibi görünen, imkânsız gibi gelen hedefimize, sandığımızdan çok daha yakınız. Tıpkı Ahmet’in yazma sürecinde olduğu gibi. 

Başlamak cesaret ister, ama bitirmek için o ilk adımı atmak gerekir. Hedefleri somut hale getirmek, başlamaktan korkmamak, mükemmeliyetçilikten kaçınmak ve en doğru anı beklemekle vakit kaybetmemek gerekir. O yüzden beklemeyelim! Bugün neye başlamak istiyorsak, küçük bir adım atalım. Çünkü başladığımız an, aslında başarmaya daha da yakın olduğumuz andır…

&

" Milyarlarca insan içinde, 

'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "

 Yahya Hamurcu

Kim Kimdir?

İlişkide Ustalık

Başarı Psikolojisi