SONRA YAPARIM
Zeynep gezmeyi, eğlenmeyi, hayatı dolu dolu yaşamayı seviyordu. Her güne bir, hatta bazen iki farklı program sığdırdığı oluyordu.
Günlerdir iş temposu çok yoğundu. Sürekli erteleyip durduğu artık darmadağınık olan dolabını hafta sonu toparlamaya karar vermişti. Hafta sonu geldiğinde, sabah kahvaltısının ardından gardırobunu tamamen yere döktü. Tam düzenlemeye başlayacakken birden telefonu çaldı. Arayan arkadaşı, Zeynep’i kahve içmeye çağırmıştı. Hiç tereddüt etmeden hemen kabul etti. “Bir kahve içer, dönünce devam ederim.” diye düşündü. Eşyaları öylece bıraktı, tam odadan çıkarken gözüne biriken ütüler ilişti. “Aman dönünce ütüleri de yaparım…” deyip hızlıca hazırlanıp çıktı.
Arkadaşıyla kahve içmek için buluşan Zeynep, eve dönüş yolunda mağazalardaki yeni sezon giysileri de gezmeye karar verdi. Saat çok geç olmuştu. Vaktin nasıl geçtiğini anlayamamıştı, eve döndüğünde kendini çok yorgun hissediyordu.
Yatmadan önce su içmek için mutfağa girdiğinde, sabahki bulaşıkları da yıkamamış olduğunu fark etti. O kadar yorgun hissediyordu ki bulaşıklar gözünde büyüdü. “Sabah erken kalkıp yaparım…” diye düşünerek kendini yatağa atmasıyla uyuması bir oldu.
Sabah uyandığında karnı ağrıyor, midesi bulanıyordu. Halsiz bir şekilde yataktan kalktı, telefonuna gelen bir mesaja gözü iliştiğinde birden panik oldu. Bugün akrabaları ona misafirliğe geleceklerdi. Mesajda, gelirken istediği bir şey olup olmadığını soruyorlardı. Nasıl da unutmuştu, geçen hafta sözleştiklerini. Kendine kızmaya dahi vakti yoktu, hemen işlere koyulmalıydı. Hangi birini nasıl yetiştireceğine bilemiyordu, gözünde büyüdükçe büyüyordu işler. “Mutfaktan başlayayım.” diye düşündü, fakat o da ne? Sular akmıyordu. “Sular gelene kadar evi süpüreyim bari…” dedi, bu sefer de süpürge çalışmadı. Elektrikler de kesilmişti. Meğer o gün, “yol bakım çalışmaları” nedeniyle sular ve elektrikler kesilecek haberi verilmiş.
Hemen en yakın arkadaşını yardıma çağırdı. Arkadaşı ona hem işleri yapmasına yardım ediyor hem de “Niye bu kadar biriktirdin bu işleri? Neden erteledin? Bak şimdi dağ kadar olmuş! Zamanında yavaş yavaş halletseydin şimdi böyle sıkışmazdın!” diyerek bir yandan söyleniyor, bir yandan evi toparlamasına yardım ediyordu.
Günün sonunda misafirler gelmeden ucu ucuna, arkadaşının da yardımıyla evi nispeten toparlamışlardı. Zaman zaman sıkıştığı olurdu Zeynep’in ama hiç bu kadar “bir ayağının iki pabuca girdiğini” hatırlamıyordu.
“Sonra yaparım” diye ertelediği bütün işler, nasıl da bu kadar kısa zamanda büyümüştü. Bu, Zeynep’e iyi bir ders olmuştu. Bundan sonra işlerini ertelemeden, zamanında, planlı bir şekilde yapmaya karar verdi.
&
" Milyarlarca insan içinde,
'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "
Ertelenen şey büyür 🌸
YanıtlaSilErtelemek katlanarak dönmesini sağlamaktır…
YanıtlaSilBasite disipline olmak, üretimde olmak, yaptığımız işe odaklanmak ve işi o anda yapmak hayatımızı kolaylaştırır.
YanıtlaSilŞimdi başlamak ne güzel bir konfor... Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilertelenen herşey büyüyor, öne çekilen herşey küçülüyor.
YanıtlaSiltam zıttında ertelemeden işlerimizi yaptığımızda demek ki ne kadar bereketleniyoruz :))) ne güzel bir strateji. çok teşekkür ederiz.
YanıtlaSilHer ayak için bir pabuç daha hayırlıdır :) elinize sağlık ..
YanıtlaSilİş ne zaman aklına düştü, gözüne takıldı, kulağına ilişti ise en doğru vakit o vakit...
YanıtlaSilBu yükünü artırmaz, hafifletir.
Öykü basitken halletmek yükü hafifletir…
YanıtlaSilHayatta en az yorulmanın yöntemi bir işi hemen yapmakta saklı…
YanıtlaSilErteledim. Halletmek için yola çıktım; yağmur yağdı, gideceğim kişi evde yoktu, kızları cama çıkacaktı çıkmadı. İftar saati yaklaştı. Daha markete gidilecekti….
YanıtlaSilDaha yeni yaşandı. Ah insan ah 🤦♀️
“Sonra yaparım” diye ertelediklerimiz. Sonra olacagindan nasil bu kadar emin olabiliyoruz bir saniye sonramiz bile belirsizken
YanıtlaSilEn iyisi ertelememek...
YanıtlaSil