Yine Mi Sabah Oldu!
Yaratılan her şey bir süre sonra süresi dolunca dünyaya veda ediyor. Tıpkı bir çiçeğin ömrü dolduktan sonra solup gitmesi gibi. Her doğan bir gün mutlaka ölüyor. Sabahın aydınlığı vakti gelince gecenin karanlığına dönüşüyor. İnsanoğlu ise bir telaş içinde koşturup duruyor. Ya taş üstüne taş koyarak ilerleyebilir. Yaşadıklarından öğrenerek her günün kıymetini bilerek… Ya da öğrenemeden hızla akan zamanın içinde kaybolarak… Hızlı kararlar, hızlı yemekler, hızlı ilişkiler, hızlı konuşmak, hızlı para kazanmak, hızlı ev sahibi olmak, hızlı çocuk sahibi olmak ve hızlı bir ölüm…
Sabah gözünü açmanın ne büyük nimet olduğunu bilir mi insan?
"Yine mi sabah oldu!" diye hayıflanarak uyandığı o sıcak yataktan, bugün uyanamayan var mıdır diye düşünür mü?
Ya da çok kalkmak istediği halde bacakları tutmadığı için kalkamayanları...
Otobüse bir kez olsun binebilmenin hayaliyle yaşayanları...
Gözünü açtığında yatakta değil sokakta bir bankta uyananları ya da...
Her yeni güne sağlıkla uyanmak bir şükür sebebiyken,
Bu kadar elindekilere şükredeceği öyküler gözünün önündeyken…
Yine De Sahip Olduklarını Unutup, Şikayete Devam Eder Mi?
İnsan bir şeye sahip olduğunda bir süre sonra onu normalleştirmeye başlar. Gözlerimin görmesi, kulaklarımın duyması, uyanabilmem, konuşabilmem... Şükretmeyen insanda, zıddında şikayetler artmaya başlar. Her şikayet, şikayet edeceğin şeyleri de beraberinde getirir…
Peki, insan ne zaman anlar, her şikayetin aslında şikayet edecek olayları da beraberinde getirdiğini...
Her yeni günün aslında yeni bir umut olduğunu...
Yeni bir niyete girmek,
Yeni bir kitaba başlamak,
Yeni bir çocuğun gönlünü kazanmak,
Umudu azalana umut olmak,
Yeni bir ilim öğrenmek…
Ve en önemlisi yeni bir tövbe hakkı için bir imkân olduğunu...
Ya uyanamasaydım...
Öyle ya uyanamayanlar da oldu bugün.
Şükredeceklerine şikayet etmek yerine,
Şikayetlerini şüküre çevirebilseydi insan...
O zaman belki öykü bambaşka olurdu...
Her yeni bir güne uyanmak, güneşi görmek, çalan alarmın sesini duymak, suya temas edebilmek...
Ve çok şükür deyip yeni bir umutla güne başlamak...
Tebessümle, umutla, azimle…
Problem yaşadığımızda o problemin içimizde oluşturduğu bir bunaltı hissi oluyor...
İnsan o sıkışmışlık, bunaltı hissinden kurtulmak ister…
Oysa o his, çözüm için var…
O sıkışmışlıkla beraber hareket başlıyor hayatta.
Nasıl ki her kilidin bir anahtarı varsa, her problemin de bir çözümü var hayatta…
İnsanın üzerine düşen şey çözüm aramak…
Problem var ve çözüm aranmıyorsa, bu insana yakışan bir davranış değil…
Her şikayet çözüm arama becerimizi düşürüyor.
Şikayet, bir an da olsa içimizde ki o bunaltı hissini rahatlatıyor ve konuştukça insan içinde ki çözüm enerjisini bitiriyor.
O sıkışmışlık hissinden kurtulmak yerine bir süreliğine konuşmayı, söylenmeyi bırakmak hayatımızda yeni başarı kapılarını aralıyor…
&
" Milyarlarca insan içinde,
'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "
Ne güzel bir hatırlatma oldu. İçimi aydınlattı yazınız... Ne çabuk unutuyor insan ve normalleştiriyor
YanıtlaSilNe çok şükredecek şeyimiz var, onları unutup şikayete meyletmek insanın düştüğü en büyük tuzaklardan bir tanesi. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilEmeğinize sağlık 🌸 çözüm hep var
YanıtlaSilİnsanoğlu ne kadar da şükrediyor maalesef. Sadece "sabah uyanmak" üzerinden bile ne kadar çok şükredilecek konu var... Kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilSahip Olduklarımızı unutmak bir kenara acaba sahip olduklarımızın ne kadar farkındayız...
YanıtlaSilİnsanın üzerine düşen şey çözüm aramak… Ne kadar da doğru bir yönlendirme olmuş, bedelinize sağlık (:
YanıtlaSilUyandıysam umut var çok şükür çok güzel bi yazı olmuş👏🏻
YanıtlaSilinsana çok iyi geliyor, her zaman umut var, sen sadece yapacaklarına odaklan, sürekliliğini devam ettir, sonuç hiç benimle alakalı değil. bunu bilmek insanın içini rahatlatıyor gerçekten. kaleminize sağlık
YanıtlaSilŞükründen aciziz Allah’ım🤲🏻
YanıtlaSilİnsnaın şükrü arttıkça şikayeti o kadar azalıyor ki. Ve şükredecek o kadar çok şeyimiz var ki…
YanıtlaSilŞikayetin bu kadar engelleyici olduğunu düşünsek bize verdiği zararı da daha şyi görürürüz
YanıtlaSilMerakı kaybolan insanlar etrafındaki süregelen olayların mucizevi tarafını göremez hale gelip, normallestirme etiketini yapıştırıyor. Böylece yaşamı can sıkıcı bir döngü gibi algılamaya başlar.
YanıtlaSilYa gerçekten hep şikayet ediyoruz ama ne yapabilirim düşünmüyoruz.
YanıtlaSilÇözüm hep var. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilÖyle ya ya tevbe edemeden kalkamamış olsaydık..
YanıtlaSilHer telaş insanın düşünmeden yaşayıp geçmesine sebep oluyor. Bu da ne yazık ki bizi, bize verilenleri düşünmemeye itiyor. Teşekkürler yeniden hatırlattığınız için.
YanıtlaSilHer güne fiziksel uyanabildiğimiz gibi zihinsel olarak da uyanabilmek nenkadar güzel..
YanıtlaSilŞikayeti kesmemiz lazım, belli oldu:)
YanıtlaSilHer yeni gün yeni umut🌷🤲
YanıtlaSilDüşünmeden hızla geçen bir ömür yaşıyoruz… oysa şükredecek ne çok şey var. Emeğinize sağlık🌸
YanıtlaSil