Ağaç Toprağa Küser Mi?

Toprağın önemi içine atılan her şeyi kendi cinsine göre kıymetli hale getirmesidir. İnsan ya da hayvan atığı olduğunun önemi yok canlı ve gerçek bir şey ise muhakkak onu tekrar işlevli hale getirir. Tıpkı şehrin merkezinde bir avuç toprak içerisinde, kök salmış ağacın gövdesinde hayat bulmuş bu tomurcuk gibi… Yaradan her anda insana öğütler verip nasihat ediyor. O ne güzel vekildir. Nerede olursan ol köklerini salacak bir hakikat bul. O hakikatte filizlen umutlu ol. Olumsuzlukları değil tutunacağın sebepleri bul, tıpkı toprak gibi ol. Ayrıştır ayıkla temizle ve yetiştir. İnsan da topraktan ya hikmeti bu mudur? Allah alimdir hikmet sahibidir… Sırlar içerir yaradılış, yaşamakta öyle... Her daim bilinç açıklığı idrak genişliği ister. Ayrıntıyı gör, körü körüne yaşama. İsteğin verilince değil, ihtiyacın görülünce şükretmesini bil. Senin umursamadığın ihtiyacını, senden olan niceleri çaresizlik içinde bekliyor…

Bir Küçük Tomurcuk…

Açan bu küçücük tomurcuk düşünüyor mudur ki "ahh keşke bir ormanda olsaydım şimdi o biçim filizlenir o biçim oksijen verirdim" diye. Bazılarının bu sahne gözünde canlanırken, bazıları "saçmalama canım küçük tomurcuk düşünür müymüş" dedi. E peki ibreti nerede kaldı bu işin? İnsan neden bulunduğu yerde en iyisi, en güzeli olmak için uğraşmak varken, verilmeyen üzerinden kendini hırsa, üzüntüye, kedere boğar?

O küçücük yeşil tomurcuk bütün gücü kendi içinde bulurken… 

Kendine verilen imkanlarla hayat bulmak isterken…

Kendi özü olanı şehrin göbeğinde ki topraktan almaya çalışırken…

Sen neden başka başka diyarlarda, başka başka hayatların başrolü olmak istiyorsun? 

Senin kökün hangi toprakta, senin gövdenin cinsi ne onu buldun mu? 

Seni o toprağa kök saldıran, senden ne istiyor hiç sordun mu kendine?

Ahh insan… Bir küçük tomurcuğun hayali olan ormanları, ona çok görürken, kendi hayatında hayaller denizinde gezersin.

Hiç bilmezsin o ormanın zorluğu nedir? 

O ormanda ki ağacın bedeli nedir?

Neden orayı hak etmiştir…

Öyle ya toprak vardır toprak vardır. Kimisi bereketlidir, kimisi kuraktır. 

Bende isterdim sulak bereketli topraklarda filizlenmeyi, güneşi bol, dalında birçok kuşun öttüğü ağaç olabilmeyi. 

Bozkırdaki dikenin ne günahı var? 

Çöldeki kaktüsün ne zoru vardı değil mi? 

Bizim küçük tomurcuk da dahil olmak üzere, hiçbirisi bunlara meyletmez. Çünkü onlar oradadır ve bir amaçları vardır.

Amacından sapan sebeplerinden uzaklaşır. Sebebini unutana ne olur onu bilmem ama sebebini unutan ağaç, kuruyup filizlendiği topraktan ayrışmak zorunda kalıyor. 

Ya kesilip odun olan ağaçlar? İşte o da onların yeni bir çıraklığı... 

Gördün mü küçük tomurcuk ormanda olmanın akıbetini?

Ya yakacak olursun ya da bir mobilya ☺ 

Hevesin kursağında kaldı değil mi?

Şehirdesin diye her şey rahat mı? 

Elbette ki hayır. 

Bir de bakarsın birisi gelir kırıverir seni. O da yaratanın yarattığına imtihanıdır.

Dalı kırıldı diye ağaç toprağa küser mi? Sanmam. 

Nice Filistinli masum tomurcuk gibi ya da nice Filistinli koca çınarlar gibi... 

Hayat bir şeyleri alıp götürür ama Allah bizimledir... Elbet o toprak sizi de yeşertecektir.

Uzun gövdenin kısa tomurcuğu gibi uzun lafın kısası hayat koca bir yaratılıştır. 

Dünya gelip geçici bir konak bizler ise birer yolcu… 

Öyle bir hayat sürmeli ki insan, görenin aklına küçük bir tomurcuğun insan zihninde canlandırdığını canlandırsın... 

Bir çöp, bir leş de görülebilirdi değil mi? 

Muhammedi bir bakış ile bakarsan, bir köpek leşinin dişlerini bile inci gibi görürsün…

İşte bütün meselede bu…

&

" Milyarlarca insan içinde, 

'bir' kişinin ne önemi olabilir ki?
Bunun cevabını, o 'bir' kişiye sorun! "

 Yahya Hamurcu

Kim Kimdir?

İlişkide Ustalık

Başarı Psikolojisi